Design Company

Bazı yollar sizi hiç beklemediğiniz yerlere götürür. Benim yolum turizm ve otelcilik gibi bambaşka bir sektörde başlasa da, sanatın kalbine, üretmenin ruhuna çıktı. Heykeltraş ve deri sanatçısı olan eşimin atölyesinde, o kokuyu ilk kez içime çektiğim anı hâlâ hatırlıyorum. Derinin, emeğin ve sessizce büyüyen hayallerin arasında bir şey bana “sen de yapabilirsin” dedi. İşte o sesin peşinden gittim. Yaklaşık 15 yıl önce küçük bir deri parçasıyla başlayan bu yolculuk, önce kendi markam *Deriart* ile şekillendi. Her parça elimde hayat bulurken, aslında ben de kendimi yeniden keşfettim. Ürettikçe özgürleştim, paylaştıkça güçlendim. Ama zamanla fark ettim ki bu yalnız bir yol olmamalıydı. *Bilgi, ancak paylaşıldığında anlam kazanır.* Tam da bu yüzden, 5 yıl önce bir hayal daha kurdum: Kadınların yan yana geldiği, üreterek dayanıştığı bir platform… Böylece *Design Company(Tasarım Kumpanyası)* doğdu. İlk başta sadece İzmir’de birkaç gönüllü kadındık. Ama içimizdeki inanç büyüktü. E-ticaret, ürün geliştirme, pazar araştırması gibi konularda elimden ne geliyorsa paylaştım. Kadınlarla birlikte öğrendik, birlikte başardık. Zamanla bu güç Türkiye'nin dört bir yanına yayıldı. Pandemi döneminde gelen mesajlarla, başvuran kadınlarla, bir gün uyandım ve şunu fark ettim: Artık yalnız değilim. Artık *biz* vardık. Bugün *Deriart*, hâlâ tutkuyla sürdürdüğüm kişisel markam. Ama kalbimin bir parçası artık Design Company’de atıyor. Orası sadece bir platform değil; umutların, hayallerin ve emeğin birleştiği bir yer. Her tasarımımda biraz kendimi, biraz bizi, biraz da yolculuğumu anlatıyorum. Çünkü bu hikâye sadece bana ait değil. Bu, kadınların birlikte yürüdüğü, birbirine ışık olduğu bir yol. Ve biz bu yolda, her geçen gün çoğalarak, üreterek yürüyoruz…